21 Ekim 2011 Cuma

Bir Düğüne Gittim Hayatım Değişti

Derlerdi de inanmazdım meğerse varmış böyle şeyler, limonatalı, bayatlamış pastalı, ince uzun masalı, çoluklu çombalaklı, kadınların küfe şeklindeki topuzları ile endam ettiği o yetmişli yıllara özgü düğünlerden bahsetmiyorum. Bir göl kıyısında en sevdiklerinizden biri evleniyorken, onun için söz konusu düğün "bir düğün yaptım hayatım değişti" kıvamındayken; senin için "bir düğüne gittim hayatım değişti" ye doğru gidebilir.

Çünkü o gün orada hayatın tamamıyla değişebilir. Orada bugüne kadar gördüğün en en en sevgili adamı görebilirsin; hatta daha ilk günden başka hiç bir gerekçeye gerek duymadan tüm geleceğini onun içinde var olduğu bir senaryo - ki nasıl güzel bir senaryo-  ile çizebilirsin kafanda; sıradan bir şeyden bile bahsediyorken içindeki sıkıntıyı alıp götürebilir sesi, sanki yıllardır tanıyormuşçasına en çirkin tarafını bile görmesinden çekinmez olursun.. Çoğu zaman şımarmasından korkarak dilinin ucuna gelen kelimeleri başka bir gün görüşürüz, doğru zaman değildir belki de diye cebine sokuşturursun..  Bir lunaparka gitmiş gibi olup, "belki biraz" diyeceğin çarpışan arabada saatlerce kalmak istersin.. Hatta yaşayanlar bilir, o gün o düğünde Hande Yener'i sevmeye başlayabilirsin.

Ve aslında hayat süprizlerle doludur sen o gün o düğünde bunu anlarsın...